6 Kas 2013

Kitap Yorumu: Yıkılan Krallıklar - Morgan Rhodes

Olayların eşsiz bir şekilde birbirini takip ettiği Yıkılan Krallıklar soluksuz okuyacağınız kitaplardan.

Mitika'nın üç krallığı yıllar önce yapılan anlaşmalar ile kendi bölgelerinde yaşıyorlar. Ancak kıskançlık tohumları bu yıllar boyunca yeşillenip bir fidan halini almış. Bu yeşillenmeyi göremeyen Auranos kralı, Paelsia  kralı ve Limeros kralının saldırısına maruz kalacak. Auranos bolluk içinde yaşayan bir krallık iken Paelsia kıtlık sınırında yaşamlarını sürdüren halka sahip. Limeros ise sıkıntılı günlerin kapısına yaklaştığını anlıyor.

Şarap, hele ki Paelsia'nın şarapları Mitika'nın dört tarafında tanınıyor. Auranos prensesi Cleo, güzel şarap tatmak amacı ile Paelsia topraklarına gider. Ancak şarapların güzelliğini ölüm gölge de bırakır. Jonas ölüm ile birlikte intikam ateşine kapanır.  Limeros prensesi Lucia içinde büyük bir güç bulurken Limeros prensi Magnus yüzüne sahte maskeler takarak sarayda dolaşır.


Bol karakterli kitaplardan. Her karakterin ayrı bir hikayesi var. Okuduğumuzda şaşırdığımız, bazen onlara acıdığımız bazen nefret ettiğimiz özelliklere sahip bu karakterler. Mükemmel kavramı bu kitapta yok. Bu hoşuma giden özelliklerden. Eşsiz, en iyi, diyemeyiz bu karakterler için.

Kitap farklı kişilerin üzerinden anlatıldıkça olaylara bakış açımız değişiyor. Sevdiğimiz, iyi olduğunu düşündüğümüz karaktere bir anda nefret duyabiliyoruz. Kitaptaki genç karakterin gelişimini okuyoruz. Hayatın onlara getirdikleri zorluklar onların kişiliklerinin oturmasını sağlıyor. İleri ki kitaplarda karakterlerin daha olgun kişiliklerde okuyacağımızı düşünüyorum.
''Sevgi, öfkeden güçlüdür. Sevgi, nefretten güçlüdür. Her şeyden güçlüdür.''
İlk cümle de dediğim gibi olaylar birbirini takip ediyor. Bir olay ondan önce gelen olayın nedeni veya sonra gelecek bir olayın sebebi olabiliyor. Sık sık karakter değiştiriyoruz. Ancak bu değişimler heyecanı durdurmuyor. Kafamızı karıştırmıyor. Gerektiği ölçüde yapılmış.

Belli bölümlerin havada kaldığını ve belli geçişlerin basit olduğunu düşünüyorum. Epik fantastik benim aklımda şanlı bir ifade ile gelir. Kitapta önemli bir yere sahip olan bir karakterini, yoldan geçen bir karakter gibi ölmesi kitabın biraz basitleşmesine neden oldu.

Kitapta ön planda olmasa da aşk var. Ancak öyle insanı bunaltan türden değil. Zaten bu kitaba da öyle bir aşkın yakışacağını sanmıyorum. Olağan ve kararında romantik aşk sahneleri okuduk. Belli bölümler var ki kitapta, kitabın içinde kitap okuyormuş gibi hissettiriyor insana. Kurguda geçen efsaneler kitabı kesinlikle bir üst noktaya taşımış. Kapak tasarımı özgün ve oldukça görkemli bir şekilde tasarlanmış.

Yeni bir dünya okumak istiyorsanız Yıkılan Krallıklar kesinlikler size özel.

1 yorum:

  1. Böyle yorumlar gördükçe... :D Sınav haftamı geride bırakıp okuyasım geliyor. >.<

    YanıtlaSil