11 Oca 2017

Kitap Yorumu: Bülbülü Öldürmek - Harper Lee

'' Çoğunluğa bağlı olmayan tek şey insanın vicdanıdır. ''

Harper Lee'nin uzun yıllar tek kitabı olan Bülbülü Öldürmek, birçok filmde, birçok kitapta ismini duyurmakta. Yanlış hatırlamıyorsam, Muhteşem Yaratıklar serisinde oldukça fazla adı geçiyordu ki okuma isteğimi oldukça arttırmıştı. Aslında kitapların ne kadar etkileyici olabileceğinin güzel bir örneği. Çünkü işlediği konu, o kadar evrensel bir noktadaki -bu malasef düzelecek gibi değil- her kültürden okuyacak olan kişiler kendilerinden bir parça bulacaktır.

Ana konunun kitabın yarısından sonra başlaması, daha doğrusu iplerin bizim için çözülmeye başlaması, oldukça şaşırtıcıydı. Aralarda verilen küçük ip uçları dışında net bir bilgi yoktu. İplerin çözülmeye başlamasına kadar sadece küçük bir kızın gözünden kasaba halkını anlatması olarak gözükse de; yazarın üstün karakter oluşturma ve aktarma özelliğinden dolayı, insanların belli başlı olaylara nasıl tepkiler verebileceğini bize somut bir şekilde aktarıyor.

Peki Neyi Anlatıyor?


Bana bunu sorsanız alacağınız cevap; '' Neler anlatmıyor ki? '' olurdu. Ana karakterimiz çok fazla karakter ile iletişim halinde kalıyor. Bu da bize karakterleri ele almamızı, düşüncelerini anlamamıza, davranışlarını düşünmemizi sağlıyor. Karakterlerin farklı bir kültürün yerel halkları olsa da aslında her kültürde karşımıza çıkabilecek tipler olduğunun altını çizmek istiyorum. Haksızlık kavramını ele alması ve genellemelere bağlı kalınarak verilen hükümlerin nelere sonuç verebileceğini gösterdiğini düşünüyorum.

Bir çocuk gözüyle okumak nasıldı?

Harika. Her zaman çocukların masumiyetin en güzel örneklerinden olduğunu düşünmüşümdür. Düşüncelerindeki kötülük bile masumcadır. Kitapta Scout'un masumca, komik, o tam olarak anlamlandıramadığım ama ona çok yakıştığını düşündüğüm telaşlı hareketleri beni oldukça mutlu etti. Bir karakter yaratmak kolay olsa da bu kadar gerçek birini yaratmak... Belki de gerçek bir hikayenin kalıntıları da olabilir. Çünkü kitabın temelleri otobiyografik öykülerle başlamış. Scout küçük olsa da abisi Jem'in artık büyümeye başlaması ve kendi bulunduğu dönemin zorluklarını ve içinde yaşadıklarını da görebiliyoruz. Dediğim gibi birçok karakteri işliyoruz.

Kitabın yarısını geçtikten sonra olayların nereye gideceğini kestirebiliyorsunuz. Yazar kurguyu öyle bir şekilde kafanıza oturtuyor ki geçtiğiniz sayfalar sizi sıkmıyor ve yavaş yavaş gerçek olduğunu düşünmeye başlıyorsunuz.
'' Yalnızca tek bir insan varsa, o zaman neden hiç geçinemiyorlar? Hepsi birbirine benziyorsa,niçin özel bir çaba harcayarak birbirlerini aşağılıyorlar? ''
Kitabın 20. bölümünü özellikle belirtmem gerekir ki çok sevdim. Hiç beklemediğim bir yan olayı işleyen bu bölümde; ön yargıyı yüzümüze tokat gibi vurması oldukça etkileyiciydi. Kitabı okumuş olanlar o bölümü tekrar okumasını önerir, okuyacak olanlarda benim için daha dikkatle okumalarını rica ederim.

Sonunda kitap bittiğinde öylece boş boş tavana bakıyor, üzerinizde bıraktığı etkinin yavaş yavaş geçmesini bekliyorsunuz. Bakın bu iyi kitabın bir işareti. Okumayı beklettiğim için pişmanlık duyduğumu belirtmem gerekiyor. Benim hatamdı, siz yapmayın. Adalet kavramını altını dolduran Bülbülü Öldürmek, yalın ama etkileyici bir dille okunmayı bekliyor, tekrar ve tekrar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder